Muhalefet erken seçim diye bastırıyor…
Herhalde ellerindeki anket sonuçlarına güveniyorlar…
Gırla giden seçim anketleriyle kamuoyunun bir nevi nabzı tutuluyor…
Anketler her zaman ilgi görür…
Çünkü insanoğlu her zaman geleceği, öngörülemeyeni merak eder…
Merak…
Sihirli kelime bu…
Geçtiğimiz hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde cumhurbaşkanlığı seçimleri vardı…
Seçimlerde Mustafa Akıncı’nın seçilemeyeceğini iki gün önce yazdığım köşemde belirtmiştim…
Anlı şanlı anket şirketi sahipleri ve yöneticileri ise, ibrenin kesinlikle Akıncı’dan yana olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyorlardı…
Sonuç, tam tersi oldu ve seçimler Ersin Tatar’ın zaferiyle sonuçlandı…
A&G Kamuoyu Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür; Kıbrıs’taki seçimi Akıncı’nın yüzde 60’la kazanacağını ileri sürüyordu…
SONAR Araştırma Şirketi Başkanı Hakan Bayrakçı da, Mustafa Akıncı’nın yüzde 53 ile kazanacağı tahmininde bulunmuştu.
İkisi de karavana attı…
Hatta Adil Gür’ün “tahminim çıkmazsa mesleği bırakırım” dediği bile ileri sürüldü.
Gür, sonra bu iddiasını yalanladı.
Anketçilerin araştırmayı yaparken iyi niyetli olduğuna inanıyorum.
Ama…
Seçim sonuçlarını tahmin etmenin kimyasal ya da matematik bir formülü yok…
Seçimlerde iki kere iki dört etmez…
Yani iki-üç parti bir araya gelip ittifak kurduğu zaman, seçmen bu ittifakı beğenmeyebilir…
Genel merkezlerdeki ittifak, tabana yansımayınca partilerin oy oranları düşer…
Anketlerde insan kaynağı faktörünü gözardı etmemek lazım…
Anket yaparken seçmen size ‘samimi’ bir cevap vermiyorsa, açıkladığınız oranlarda çuvallarsınız…
Seçmen telefonda ya da bire bir görüşmede A partiye vereceğim deyip, B partiye oy verebilir…
Bakıyorsun 5 bin kişiyle anket yapmışlar, tüm Türkiye’yi kapsayan sonuç açıklıyorlar…
Ya da seçmen öyle sanıyor…
Siyasiler yine de anketlere inanmayacak ama anketsiz de kalmayacaktır!